Önce bir otur dediler, önce bir sakin ol, önce bir su iç, bir nefes al, sonra yemin ettiler, geçecek, yemin ettiler, böyle devam etmeyecek, her şey zamana boyun eğer dediler, bütün gözler bir gün kaldırım taşlarına düşer, sarı çizgilere, parklarda sokak köpeklerine, apartman önlerine bırakılmış bir çift ayakkabıya ki ölüm bu demektir, ve bütün gözler bir gün bir çukura dalar, içinde ya da dışında olmanın artık hiç fark etmediği bir gün, öylece.

“Herkesi dinledim. öfkeden içim yırtılırken dinledim, bayağı, öyle basit, dümdüz, görev gibi teselliler, omzumu sıkan pis eller, sırtımı okşayan kadınlar, kıpırdayan dudaklar, dedemin bastonu. bir sandalye üstünde, ikiyüz kişi arasında, önüne bırakılmış bardağı ağzına hangi eliyle götürebileceğini düşünürken acısını nasıl yaşar insan. benden bunu istediler, bizden bunu istediler. kavga etme, sessiz ağla, öfkelenme, herkesi sevme, haddin kadar uzaklaş, kaybolma, güvenme, inan, tanrıya inanan insanlara inan, ona inanan insanların iyi olduğuna inan, iyiliğin ta kendisine mezar başında okunan dualarda inan. ben bir gün babaanneme beni allahla korkutma çünkü hiç korkunç değil demiştim, dokuz yaşındaydım sanırım. o günden sonra babaannemi daha az sevmeye başladım çünkü beni anlamadı, çünkü dokuz yaşında çocuklar bunu neden söylesin, şimdi düşünüyorum, bugün olsa yine böyle söyler miydim, tam böyle söylerdim, çünkü allahı daha çok babaannemi daha az sevmeye başladığım gün hayatımın düğümünü çözmüş parmaklarına minnettarım ve onları son kez öptüğümün farkındayım, seni seviyorum, söylenenlerin ve bilinenlerin aksine, görmediklerimi gördüklerimden, hissettiklerimi duyduklarımdan çok seviyorum, kimseyi omzunu sıkarak teselli etmedim mesela, ardından çok kişi gömdük kimseye sessiz ağla demedim, çünkü biliyorsun, herkesi dinledim o gün, duyulmayan seslere kadar, içimizden akanlara kadar dinledim, her şeyi duydum, bir yudum suyla, bir nefesle, sandalyeyle geçmeyecek şeyler duydum, bana dokunmalarına, teselli etmelerine, yüzüme hallerine şükürle bakmalarına hep sessiz kaldım ama beni ölümle, beni allahla, beni hiçbir şeyle korkutmalarına izin vermedim.“

Aylar önce bir gün bir çift ele kimseye inanmadığım kadar inandığımı anladım. başlayan her şeyin bitişine güvenip saydığım günlerin sonu mutluluk olacak dedim, allahım, seni seviyorum, duyuyor musun babaanne, onunla da böyle konuştum, korkacak hiçbir şey yok, ilk kez anlaşıldım, ilk kez anlattım, oturmadan, sakinleşmeden, nefes almadan, tesellisiz ağladım, biri beni anladı, ağladım.

Onu çok sevdim babaanne duyuyor musun?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

S ♾️

2023

Yetmiş sekiz gün ♾️