Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gün böyle ay-dı.

O kadar korkunçtu ki, kendi çığlığımın beni bu rüyadan uyandırmasını diledim. Uyandırdı da.  İnsan bilinçaltıyla verdiği bir savaşın ortasında kendini kimsesiz, yalnız ve dışlanmış buluyordu. Kafam ve içindekileriyle aramda sonsuz bir sınır. Düşündükçe girdaplaşan, gittikçe derinleşen, sonrasında içinden çıkılmayacak hale gelen bir labirent. Siz de görmediğiniz ve bilmediğiniz şeyleri kafanızda ya böyle oluyorsa diye canlandırıp kendi kendinizi tüketenlerden misiniz?  Bazı insanlar bazı insanların hayatında sadece koca bir boşluk olarak kalıyor zamanla. Yerine neyi veya kimi koyacağını bilmediğin için de sonsuz bir belirsizlikle günlerini çalıyor, uykularını çalıyor, görmeyi ümit ettiğin rüyaları dahi çalıyor.  Böylesine karmaşık, belirsiz ve tutunması zor olan bu yaşamda her anımı baltaladığın için teşekkür ederim. 

Yeşil ve dikenli.

Neydi o dizelerce adının geçtiği şiir. neydi bilmiyorum ellerimi uzatıp seni tuttuğumu sandığım taşların öyküsü. ama sen bana çok güzel yanıldın mührü. alnımda kalın çizgiler ve ellerimin hali. ellerim müsait bir yerde inebilir miyim ricası ve tanrı bunu bilirdi. nasıldı o sokağın adı yeşil ama dikenli. seni en güzel köşesinde oturtabilmek için içimde kentsel dönüşmüş sokağın adı. yeşil ve dikenli. ama nasıldı seni seviyorum dediğimde ben de demeyip ben seni seviyorum deyişin. yalan. çok güzel. iddialı. yanılgı. nedendi aynı parkta aynı bankın boşalmasını beklemem hazırolda. kalkın orada benim anılarım. lütfen kalkın orada benim çok güzel sesli bir hikayem. öldü ama hatırası. kimse duymuyor tanrı bunu bilirdi. sesim kısık ama gözlerim hiddetli. neden öyle bakıyorsun dedi biri, nasıl dedim, neden öyle cesur. içimdeki korkağın gözlerini diktin. korkamam yalnızım. korkamam artık kimsenin elini tutamam. takip edilsem ardıma bakamam. tereddüt edemem. benim çocuklarım var ağlayamam. anne yar

Tanıdık bile değil.

Geri geri düşmeden kaç adım sayabilirim acaba diye 5 ay boyunca önümü görmeden yaşamışım gibi hissediyorum. bazı şeylere katlanmanın bazı insanlarla ilişkisi olması sizce de acımasızlık değil mi? sanki eksilen yılları ve kaybolan insanları saymamak için tırnaklarımı tekrar yemeye başlasam bir etkisi olacakmış gibi, hiç bir şey kolaylaşmıyor. sanki ileriye doğru bakmanın artık bir anlamı kalmamış ve her şeye boşuna katlanmışsınız, her şeyi boşuna planlamışsınız gibi gelmesi sizce de ağır değil mi?  Bazı mutlu anıların bazı insanlarla ilişkisi olması o anıları hep mutlu hatırlamanıza yetiyor mu? üzerinde yürüdüğüm o metaforik ip bir yerlerde o kadar gerilip, o kadar sesli koptu ki ben sanki bütün anılara bakarken kulağımda onun ağır çekim çınlamasını duyuyorum. ilklerim ile ilkelerimin çarpıştığı, bir daha hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı, bardağın dibinde bırakılan bir yudum suyun koca bir dünyayı yanmaktan kurtaracağına olan inancımın kaybolduğu bir hayata doğru, ama tersten, ama