&E.

O ev aklımdan çıkmıyor. Başka bir ev ihtimali aklımdan çıkmıyor. Çok mutlu olabilirmişiz neden olmuyoruz. Benim de öyle güldüğüm bir fotoğrafım olabilirmiş. İnsan sevilince yüzü güzelleşiyor inanır mısın? Benim yüzüm öyle pırıl pırıl olabilirmiş. Oturup buna ağlamak istiyorum anlıyor musun? Benim de yüzüm öyle güzel olabilirmiş, sesim çocuk gibi, sabahlarım hep mutlu. Hiç yorulmadan eve varabilirmişim. Bana bunları neden gösterdin. Açabilirdin, neden açmadın? Yapabilirdin, neden denemedin? Neden denemedin, neden neden neden? Bak dedin orda insanlar varmış. Yürüyorlar, gidiyorlar korkusuzca açılıyorlar. İstediklerini alan insanlar varmış öyle söyledin. Ayağımdaki zincire baka baka söyledin bunu. Omzumdaki dağa baka baka söyledin. Kırıldığım kemiklere vura vura. Neden? 

Artık burada olmadığın için nefret edeceğin her şeyi yapıyorum. İnsan yardım çığlığını seçebilecek olsa bu cümleyi böyle kurmazdım biliyorsun. Beni görsen sen bu ayaklarla dağ aştın derdin. Ne zaman düz yolda yürüyemesem bunu düşünüyorum. “Buradan nasıl sağ çıktım” bir hayatın içinde kırılan tırnağım sensin. Dönüp dolaşıp sana ağlıyorum. Bir kez omuzlarımı, bir kez kollarımı, bir kez annemi düşünmeden kırılan tırnağıma ağlamak istiyorum çünkü. Sen benim kendimi en hafif hissettiğim ağrımsın. En şımarık, en çocuk acım. Kendime üzülebilme lüksüm. İnanılmaz. 

Bazı şeyleri anlatırken, sağ elimi sağ kaşıma götürüyorum. Bazı şeyleri açıklarken, sol elimle sol dizimin kapağını tutuyorum. Seni anlatırken ellerimi nereye koyarım bilmiyorum. Seni anlatacak bir masam olmamış, seni anlayacağını sandığım kimsem yok, kendime borçlanmaktan korka korka ne çok susmuşum, al bunları sen öde deyip sabahtan akşama kadar seni dinlemek istiyorum. Güzel mi böyle, sevilmek falan, ne bileyim anlat, hiç mi evin yolunu şaşırmadın köşelerini törpülemeden üstünü örten birini görünce. Sen birinin bahçesine ayakkabılarınla giriyorsun o senin bahçene dikkat tabelası asmış. Dikkat burası bahar bahçe olabilir. Olabilirmiş yani. 

Baksana benim buram incindi. Buradan kırıldım. Burası ağrıyor. Birkaç eşik aştım. İlk kez kendim için bağırdım. İlk kez kendimi savundum hem de kendime. Utanılıcak hiçbir şey yokmuş bunlar benim çiçek veren dallarım. Aylar önce omzumu bıraktığım bankta bugün sana imreniyorum dendi. Ben bu kızı nasıl büyüteceğimi öğrendim. 

Hiç gereği yoktu ve seni kendi önüme koyduğum on bin eşiği aşmış kadar sevdim. Git bu kadar sevilmiş olmakla ne yaparsan yap şimdi. Benim sana bakarken gözlerimi kapatıp “dünya çok güzel bir yer ulan” deme hayalim bitti. Artık bütün sigaraları bu cümlenin noktasına basabiliriz. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

S ♾️

2023

Yetmiş sekiz gün ♾️