Kendimi ikna etmek için yazdım.
Seni çiçekli bir bahçede bırakalı, çiçekli ama geniş, kalabalık ve yazları pek ziyaret edilmeyen bir bahçede bırakalı içimde kazdığım tünelden sürekli kendime kaçıyormuşum. Bunu bilsen üstüne yıkılacağımı da bilirmişsin. Çünkü senin bilmediğin hiçbir şey yokmuş. Keşke biri bana yapma deseymiş, eminim kimseyi dinlemezdim ama keşke biri benim için endişelenseymiş.
Neyin üstüne koşarsam hep daha hızlı dendi. Hadi daha hızlı hadi biraz daha çabala hadi hadi hadi. Hangi suya daldığımın, hangi suya yüzme bilmeden daldığımın önemi yok herkes bana sen yaparsın dedi. Neyi yapacağımı bile bilmiyorum herkes sırtıma tıptıp yapıp beni kendime doğru kazdığım tünele bir kaç santim daha itti. Sonunda ne bulmayı umuyordum bilmiyorum ama işte bir itiraf; bazen sen ağlayamazsın ağlayan bir köpek ayağının dibini bulur. Sen kargalar isimli bir öykü okurken tepene kargalar doluşur. Evren bizimle gözümüzün içine baka baka konuşur. Bunu anlamam yirmidokuz sene sürdü.
Sen yüzüme baktığında anlamıştın. Taktığım küpelerden ki küpe takmayı çok severim. Hep havadaki sol kaşımdan, sana sitemle bakışımdan. İçindeki kırığın kestiği yerden anlamıştın. Çok tuhaf biriyim ve sadece sana yakalanmıştım. Şimdi diyorum ki seni çiçekli bir bahçede bırakmadan önce iyi ki senin ulaşabileceğin kadar ulu orta bir yerde acımış canım.
Bir şeyler oldu ve istemeden kabuğumu kırdım. Kabuğumu kırarken kendimi kırdım evimi kırdım sanki, sanki bütün dünya çatırdamış gibi oldu yemin ederim bak böyle hissettim, neye baksam çatlağından su sızan o bardağı düşünmeye başladım, gözümüzün içinde dallar varmış, ben onları da çatlak sanıyormuşum, bunu da çok sonra öğrendim, kabuk diyordum, kabuğumu kırdım. Yenisini ördüm sonra, kendime pencere açmayı öğrettim, çünkü kimse senin için endişelenmese de sen çok değerliymişsin, babamla sorunumu çözmem gerektiğini birkaç kez duydum, birkaç kez ama üst üste. Çözemedim, olsun, kalbimden gereksiz bir duvarı yıktım, balkonu mutfağa kattım, biraz geniş alanlar, anlarsın, içimiz sıkılmasın yani artık geniş alanlar.
Annemden ve kendimden başka kimseye güvenmiyorum. Ben dikdörtgen bir taşa yenilsem de annemin tarafını tutuyorum. Bizim gemimiz battı. Herkesin gemisi batabilirdi çünkü. Kabul edince sanki kendi başımı okşadım.
Anlatmasam ağlar mıydım, ağlardım. Bunu bilen tek kişi artık yok. Kendimi ikna etmek için yazdım. Kendimi ikna etmek için yazdım. Kendimi ikna etmek için.
Yorumlar
Yorum Gönder