Körlük
Bir sigara dumanı gibi dağılan hayatımın üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti.
Duygu karmaşıklıkları, sancılar, sanrılar, sızlanmalar, kabulleniş, haykırış ve en sonunda koskoca bir yok oluş hikayesi. Kafamın içinde çalan bir şarkıya, ve kalbimden geçen tek bir söze dayanarak bunca yolu, geri geri gidiyor olmam da, evrenin ironik bir şakası sanıyorum. Yine de sorun yok, sorun yok diyerek ilerlemenin garip bir yenilmezliği var üzerimde.
Birini çok sevmenin, aynı oranda çok sevilmenin kurban edasıyla, bütün yaşanmışlığı sorguladığım bir gecenin rüyasında ona dokunmanın ne kadar da büyüleyici bir şehvet olduğunu hatırlattığın için teşekkürler anılar. Bir daha yazamam dediğim yerde, parmaklarımın benden bağımsız hareket etmesi de varsın bu seferlik benim suçum olsun. Ha?
Etrafımda köpek sürüsü, gecenin bir yarısı ıssız da bir yerdeyim üstelik ama hiç biri, bir zamanlar sensizliği düşündüğümde ki kadar korkutmadı beni.
Ayaklarımı yere sürte sürte, olmayışına isyan ederek geçtiğim o sokaklardan, koşar adım coşkuyla geçtiğim zamanlarda oldu. Ve hiç birini göremediğin için nedense gurur duymuştum kendimle.
Aslında bu kapkara sayfayı seninle konuşur gibi içimi dökmek için açmıştım bu sefer. Sana kızıcaktım, hatta sana kızgınlıklarımı anlatıcaktım ama asla seni anlatmayacaktım. Bunca zaman sonra yenildiğim sen de değilsin yine, kendimim.
Seni sevmenin garip büyüsü vardı. Ona yenilmiştim. Ona yenildim. Yine.
Senin de dediğin gibi, bir daha kimse beni senin sevdiğin gibi sevmeyecek. Kadar da.
Beni ben olduğum için, ama hep haklı davasında burnunun dikine gittiği için. Hep bildiğini okurken, yanında bildiklerini unutan biri olduğum için. Bütün doğrularımın arasında en büyük yanlışı savunduğum için. Seni sevmem yanlış değildi, ama beni sevmen yanlıştı. O yanlış için geçmişe söven biri olduğum için. Kalp kırıklıklarımı seninle onarmaya çalıştığım için. Kocamanken, küçücük olmayı başarmış biriydim ya hani seninle, o küçücüklüğü senden başka kimse bu kadar sevmeyecekti ben de biliyordum. Ama yine de denemeye değerdi. Çok denedim. Ne yalan söyleyeyim yanılmak çok canımı yaktı bu defa. Nasıl olur da, bunca şeyden sonra bile hala sevgine ihtiyaç duyuyorum bilmiyorum.
Gücüne aşıktım çünkü. Saçımın teli için karşına aldığın dünyaya kafa tutmana aşıktım. Beni herkesten korurken, kendinden koruyamamana bile aşıktım. Ve bütün bunlar olurken, bütün yaralarımı onaran kalbine, ama aynı kalbin bana daha büyük yaralar açmasına da aşıktım. Bu şuursuz körlük halinden beni çok geçmeden kurtardığın için teşekkür ederim.
Senden sonra çok şey öğrendim. Seninleyken de çok şey öğrenmiştim. Ben bundan sonra her şey olurum. Ama asla mutsuz olmam. Nerden biliyorum biliyo musun? Seninle girilmeyecek onca mutsuzluğa girip hepsinden mutlu çıktım da ordan. Şimdi sen alışkın olduğun yollardan yürürken dizlerinin kanamamasını büyüklük sanıyorsundur. Oysa ben sayende, bilmediği yollara fütursuzca girip aklı başında çıkıcak kadar büyüdüm. Beni artık hiç bir şey yokluğun kadar korkutmuyor. Üstelik dizlerimde kanamıyor.
Çünkü yüzüstü düşmüyorum. Sırtüstü devriliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder